24 Aralık 2008

army of anyone



90'ların en kendine has gruplarından Stone Temple Pilots'ın yeniden ABD'yi turladığı bugünlerde, olası bir STP albümünün umudunu taşırken, Army of Anyone'ı gözden kaçırmamak gerektiğini düşünüyorum.
STP'nin dağılmasından sonra gitarist ve basçı DeLeo kardeşler davula Ray Luzier'i, vokale de Filter'dan Richard Patrick'i alarak Army of Anyone'ı oluşturur. 2006 Kasım'ında ilk ve tek albümleri Army of Anyone yayınlanır.

devamı...

08 Aralık 2008

Film Başlıyor: My Summer as a Salvation Soldier


Okuyan herkesin farkettiği gibi bir süredir Paris'ten yazıyoruz.Paris konserleri, Paris'te keşfedilen gruplar derken birden karşıma My Summer as a Salvation Soldier çıkıyor.Öncelikle My Summer... dan daha sonra hiç düşlemediğim şekilde dinlemiş olduğum konserinden biraz bahsedeceğim.

devamı...

06 Aralık 2008

for a minor reflection



For a Minor Reflection, Reykjavik'li bir enstrümantal post-rock grubu. İlk albümleri "Reistu þig við, sólin er komin á loft..."u kendileri kaydedip yayınlamışlar. Iceland Airwaves müzik festivalinde sahne almanın dışında en büyük başarıları Sigur Rós'a Avrupa turnesinde eşlik etmeleri.

devamı...

16 Kasım 2008

A Silver Mt. Zion + Shearwater











Mogwai seyahatimizden sonra müzik gezimize A Silver Mt zion ve ön grup Shearwater ile devam ettik.Le Bataclan adlı Paris'in güzide konser mekanında yerlerimizi aldık.Bir süre kapıda beklerken ıslandık ama Bataclan daki yerimizi alınca konsere biraz daha yaklaştık.

devamı...

08 Kasım 2008

28 ekim mogwai paris konseri (+videolar)

Üzerinden zaman geçmesine rağmen değinmek gereken bir şey Mogwai konseri. Bizim Ses Tiyatrosu'na benzer (koltuksuzu) cici bir yer olan Casino de Paris'de, kırmızı halılar üzerinde izledik Mogwai ve alt grup The Twilight Sad'i.

devamı...

27 Ekim 2008

El Perro del Mar




İsveç'ten devam ediyorum ve El Perro del Mar - Sarah Assbring 'ten ve konserinden bahsederek küçük bir yazıya başlıyorum.

devamı...

19 Ekim 2008

How Shadows Chase the Balance


Bu bir boduf songs yazısı değildir gerçek anlamda.Çünkü yeni albüm beni two across the mouth tan uzaklaştırdı ve Mission Creep e ya da şuan dinlediğim Pitiful Shadow Engulfed in Darkness yaklaştırdı.Bir süredir öylece dinlemek için beklediğim albüm, yüzleşmek anı gelince tüm hayatla birden karşıma çıktı.Önce dinlemeye korktum ama birden

devamı...

05 Ekim 2008

patti smith'i izledik

Paris'te 2002'den beri süren bir organizasyon var, Nuit Blanche (türkçesi Beyaz Gece). Ekim ayının ilk hafta sonunda oluyor, gece boyunca şehrin birçok yerinde bedava konserler, film gösterimleri, sergiler, envai çeşit gösteriler düzenleniyor. İnsanlar sabaha kadar sokaklarda dolaşıp içiyorlar (ve işiyorlar). Paris Belediyesi'nin organize ettiği bu bir gecelik festivalin bu seneki kıyağı Patti Smith idi. Smith, oğlu Jackson ve kızı Jesse ile Saint-Germain kilisesinde 21:00'den sabaha kadar kısa konserler verdi, biz de kapağı 01:00'deki mini konsere atabildik.


devamı...

03 Ekim 2008

Winter Took His Life...


Winter Took His Life dinlemeye başladığımda onu hergün dinleyeceğimi düşünmemiştim.Ayrıca soğuk günler yaşadığım şu zamanlarda hayatımın soundtrack i olucağı da aklıma gelmezdi.Ama dinledikçe isveçli bir müzisyenin ilham kaynağını anlamaya başladım.

devamı...

30 Eylül 2008

isobel campbell & mark lanegan - sunday at devil dirt (2008)


Son yazımın üzerinden neredeyse 4 ay geçmiş olduğunu dehşetle görüyor ve yakında bu ovaların yeni yazılarla yeşilleneceğini temenni ediyorum. Geçici bir süre için yayınımızı Paris'ten yapmamız sebebiyle İstanbul'daki konserlerle ilgili yorum yapamayacağız fakat burada olup bitenleri takip edebildiğimiz ölçüde paylaşırız tabii (Sun Kil Moon konseriyle başladık zaten=).
Sessizliğimi bozmak için günlerdir zevkle dinlediğim yeni Isobel Campbell & Mark Lanegan çalışmasını seçtim.

devamı...

11 Eylül 2008

Carry me Paris


Sun Kil Moon geçtiğimiz salı Paris te La Maroquinerie de bir konser verdi.Konserden bahsetmeden önce söylemeliyim ki sun kil moon konseri tam da arkadaşım ve benim paris teki ilk günümüzdeydi.Konsere cok gitmek istiyorduk ve fakat konser mekanın nerde olduğunu bilmiyorduk neyseki metro vardı.Haritalardan bulduğumuz hatlara binip inip en sonunuda mekanın bulunduğu bölge olan menilmontant a geldik ama mekanın bulunduğu cadde haritalarımızda yoktu biz de paris teki ilk yokuşumuza çıkmaya başladık ve sonunda rue boyner karşımızdaydı sağa döndüğümüzde ise işte la maroquinerie :) hızlı adımlarla biletleri aldık konsere hazırlanmak için biraz mola verdik ve sonunda peyote ve babylon arası konser mekanına girdik.

devamı...

04 Haziran 2008

leonard cohen: i'm your man


Lian Lunson'ın 2005 tarihli Leonard Cohen belgeseli. Film, 2005'te Sydney'de gerçekleşen "Came So Far For Beauty" başlıklı Leonard Cohen tribute konserinden performanslar, projede yer alan sanatçılar ve Cohen'in kendisiyle röportajlardan oluşuyor. Filmin sonunda bir de Cohen ve U2'dan "Tower of Song" icrası var.

devamı...

12 Mayıs 2008

The Tallest Man On Earth



Beni yazmaya iten bu uzun adamdan ve müziğinden bahsedeceğim için çok mutluyum.Nasıl başlasam bilemiyorum ama onu dinlemekten gerçekten hoşlandım.Tesadüf eseri elime geçen albümünü dinlemeye başladığımda böyle bir ses ve müzikle karşılacağımı bilmiyordum. Üstüne üstelik bu çok sevdiğim müzisyenin ülkesini öğrenince ayrıca mutlu oldum(aslına bakarsanız ilk tepkim "yok artık nasıl olur"du).

devamı...

11 Mayıs 2008

the gutter twins istanbul konseri


3 Mayıs akşamı Yeni Melek'te gerçekleşen The Gutter Twins konseriyle hasret kaldığım müziğe kavuştum. Kapılar açıldığında salonda en fazla 20 kişi vardı. Sahne önünde, Radyo Eksen'in özenle seçtiği 90'lar şarkılarıyla zaman yolculuğu yaparken insanlar da yavaş yavaş gelmeye başladı.

Konser Fotoğrafları

devamı...

27 Nisan 2008

biz bi devotchka izlemiştik


Gün geçmiyor ki canlı canlı yediğimiz gruplara bir yenisi eklenmesin. 17 Nisan akşamı Devotchka'yı izlemek için garajistanbul'da toplandık. Radyo Eksen'in reklamlarından olsa gerek, oldukça kalabalıktı. İsterim ki Eksen'in organizasyonları hep sürsün ama kimi zaman bunaltabiliyor kalabalık.

devamı...

13 Nisan 2008

firewater istanbul konseri


Heyecanla beklediğimiz 11 Nisan Firewater İstanbul konseri maalesef bir albüm tanıtım konseri mantığındaydı. Setlist'in dengesizliğinden bahsetmeden önce artık kanıksadığımız Babylon seyircisinden dem vurmadan edemeyeceğim. Konser saati 23:00 olarak belirlenmişti. Oysa 22:30'da Babylon'a girdiğimizde ortalıkta 5 kişi ancak vardı. Sahne hazırdı. 23:00'te içeride 20-30 kişi olmuştuk. Adamlar haliyle 40 dakika filan rötarlı çıktı.

devamı...

18 Mart 2008

the graves brothers deluxe


Adı gibi karanlık The Graves Brothers Deluxe, San Francisco'dan bir blues/rock/noise grubu. 1998'de Stoo Odom tarafından kurulmuş. Halihazırda 4 albüm ve bir EP'leri bulunmakta. 2005 tarihli albümleri Light'tan yola çıkarak, güçlü baslarla, derinden bir fısıltı gibi gelen vokallerle bezeli, zaman zaman gürültülü blues rock yaptıklarını söyleyebilirim.

myspace-thegravesbrothersdeluxe
gravesbrothersdeluxe.com

devamı...

12 Mart 2008

yaşasın! The Gutter Twins İstanbul'da!


Güzel insanlar Mark Lanegan (Screaming Trees, Mad Season, Mark Lanegan Band vs.) ve Greg Dulli (The Afghan Whigs, The Twilight Singers) aylardır The Gutter Twins adıyla Avrupa ve ABD'yi turluyorlar. İlk albümleri Saturnalia bu ay Sub Pop'tan çıktı. Sürekli albümü dinlerken, üzerine bir de konser haberi almak çok keyifli.


theguttertwins.com

devamı...

07 Mart 2008

RIVULETS, Karanlıklar Prensi Nathan Amundson


Rivulets, Nathan Amundson un minimalizmin doruklarında müzik yaptığı oluşumun ismi.Tam bir karanlıklar prensi olan Nathan şarkılarıyla dinleyenleri karamsarlığın en güzel yanlarını yaşatabiliyor.Rivulets nin müziği ağır bir slowcore havasında.Dinleyince Boduf Songs u, Jessica Baillif i hatırlıyorsunuz.

devamı...

20 Şubat 2008

At swim two birds


Uzun süredir yazmıyorum ve günah çıkartır gibi birden yazı yazmak ve arınmak istedim.Ara verdiğim grup ve müzik inceleme deliliğime "At swim two birds" ile başladım.Garip bir tüketim çılgınlığına dönen müzik dinleme durumum beni zorlamıştı ki özlem duyulacak müzik ile dolma hissi kendi yolunu buldu.Bu kadar giriş zırvalamasından sonra At swim two birds e dönebilirim.

devamı...

19 Şubat 2008

liverpool aksanına doyurur: space


SVTR'in hayatı sona ermiş gruplar kontenjanından geliyor Liverpool'lu Space. Aslında Begin Again ve Neighbourhood singleları sayesinde çoğumuzun kendileriyle bir teması olmuştur. Vokal ve gitarda Tommy Scott, yine gitar ve geri vokalde Jamie Murphy, davulda Andy Parle tarafından 1993'te kurulan, bir yıl sonra kadroya keyboardist Franny Griffiths'i katan Space, birçok kaynaktan beslenen ve kategorize edilemeyen bir grup.


spacetheband.com

devamı...

12 Ocak 2008

bark psychosis


1986 Londra çıkışlı Bark Psychosis, post-rock'ın ilk temsilcilerinden. Hatta terimin, Simon Reynolds'ın grubun ilk albümü "Hex" için Mojo'ya yazdığı eleştiride geçtikten sonra yaygın kullanım kazandığı söyleniyor. 1994 tarihli "Hex" ve 10 yıl sonra gelen "Codename: Dustsucker" albümleri dışında birçok EP'leri var. Grubun kurucusu Graham Sutton dışındaki üyeler sabit değil.

devamı...

01 Ocak 2008

dave gahan - hourglass (2007)


Dave Gahan söz yazarlığını Paper Monsters ve Playing The Angel'da ispat etmişti. İkinci solo albümü Hourglass'la beni kendine daha da hayran bıraktı.
Albümdeki rock soundu daha belirgin, ilk albüme göre daha çok Depeche Mode'a benziyor. John Frusciante'nin elektro gitar soloları ve Gahan'ın bazı parçalarda özellikle sertleşen vokali beni çok memnun etti.

devamı...